O hem enerji verici hem de yorucu.
- It was both energizing and exhausting.
Bir maraton oldukça yorucudur.
- A marathon is pretty exhausting.
Flört etme zahmetlidir.
- Dating is exhausting.
O, eve vardığında bitkindi.
- He was exhausted when he got home.
Tom tamamen bitkindi.
- Tom was completely exhausted.
Yenilenebilir enerji, tükenmeyen enerji kaynağıdır.
- Renewable energy is energy source that can not be exhausted.
Çoğunlukla oldukça yorgun hissederim.
- I often feel extremely exhausted.
Tom tüm öğleden sonra odun yardıktan sonra yorgun hissetti.
- Tom felt exhausted after chopping wood all afternoon.
Egzoz sisteminde bir sorun var gibi görünüyor.
- There seems to be some problem with the exhaust system.
Tom'un arabası için yeni bir egzoz sistemine ihtiyacı var.
- Tom needs a new exhaust system for his car.
Araba için yeni bir egzoz borusu almam zorundayım.
- I'll have to get a new exhaust pipe for the car.
This task is exhausting !.
A decrepit, exhausted old man at fifty-five. --Motley.