Afedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
- Excuse me, do you know what time it is?
Afedersiniz, ama postaneyi arıyorum
- Excuse me, but I'm looking for the post office.
Geç kaldığım için özür dilerim.
- Excuse me for being late.
Kestiğim için özür dilerim, size anlatmam gereken bir şey var.
- Excuse me for interrupting, I've got something to tell you.
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
Affedersiniz, Central Park'a nasıl gidebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Excuse me, can you tell me how to get to Central Park?
... ROMNEY: Excuse me. The ambassador of the United Nations went on the Sunday television shows ...
... UH, EXCUSE ME, LONNIE. ...