تعريف exchanger في الإنجليزية التركية القاموس.
- değiştirici
- döviz ticareti yapan kişi
- (Tıp) Herhangi bir şeiy diğer bir şeyle değiştirmede kullanılan aygıt, değiştirici aygıt
- exchange
- {f} bozdurmak
Günaydın. 600 ABD doları bozdurmak istiyorum. Bugünkü kur nedir?
- Good morning. I would like to exchange US$ 600. What is the rate today?
Biz biraz para bozdurmak için bankaya gitmeliyiz.
- We must go to the bank to exchange some money.
- exchange
- değiş tokuş
Tom ve Mary numaraları değiş tokuş etti.
- Tom and Mary exchanged numbers.
Onlar mahkumları değiş tokuş etme kararı aldılar.
- They decided to exchange prisoners.
- exchange
- değiş tokuş etmek
- exchange
- takas etmek
Para takas etmek istiyorum.
- I would like to exchange money.
- exchange
- almak
- exchange
- {i} takas
Tom Çinli bir takas öğrencisiyle çıkıyor.
- Tom is going out with a Chinese exchange student.
Japon halkı duygularını ifade etmek için hediyeleri takas eder.
- Japanese people exchange gifts in order to express their feelings.
- exchange
- döviz
Yen için tam döviz kurunu bilmek istiyorum.
- I'd like to know the exact exchange rate for yen.
Bugün döviz kuru nedir?
- What's the exchange rate today?
- exchange
- (verb) değişmek
- exchange
- santral
- exchange
- (Denizbilim) verişimli
- exchange
- takas değiş tokuş
- exchange
- para bütünlemek
- exchange
- takasta bulunmak
- exchange
- değiştokuş
- exchange
- (Biyokimya) verişim
- exchange
- (Bilgisayar) değiştir
Yen'i dolarla değiştirdim.
- I exchanged yen for dollars.
Lütfen yen'i dolarla değiştirin.
- Please exchange yen for dollars.
- exchange
- para tümlemek
- exchange
- değiştokuş etmek
- exchange
- (telefon) santral
- exchange
- teati etmek
- exchange
- değiş etmek
- exchange
- (Denizbilim) verişimli alış-veriş
- exchange
- (Biyokimya) alış-veriş
- exchange
- (telefon) merkez
- exchange
- (Ticaret) borsa takas
- anionic exchanger
- anyon değiştirici
- exchange
- (alısün) merkez
- exchange
- karşılıklı değişmek
- exchange
- kambiyo
- heat exchanger
- ısı eşanjörü
- ion exchanger
- iyon değiştirici
- cation exchanger
- (Mühendislik) katyon değiştirici
- exchange
- (Ticaret) değişim
Okulumuz üç Abd'liyi değişim öğrencisi olarak kabul etti.
- Our school has accepted three Americans as exchange students.
Jim değişim öğrencisi olarak Japonya'da bizimle kaldı.
- Jim stayed with us while he was in Japan as an exchange student.
- heat exchanger
- iŞi DEÐİŞTİRİCİ (HV.): Yakıt dolaşımı ile soğutmada olduğu gibi, bir maddedeki ısıyı başka bir maddeye nakletmeye mahsus cihaz
- heat exchanger
- işi eşanjörü, bir akışkandan diğerine işi transfer etmek için yapılmış bir alettir. Eşanjörde akışkanların birbirine değmemesi gereken durumda akışkanlar katı bir duvarla ayrılırlar ve bu şekilde akışkanlar asla karışmaz. Akışkanların direkt olarak temas ettiği tiplerde vardır
- heat exchanger
- (Mühendislik) iŞi DEÐİŞTİRİCİ (HV.): Yakıt dolaşımı ile soğutmada olduğu gibi, bir maddedeki ısıyı başka bir maddeye nakletmeye mahsus cihaz
- anion exchanger
- (Tekstil) anyon değiştirici
- cascade heat exchanger
- kademeli ısı eşanjörü
- exchange
- exchange broker borsa simsarı
- exchange
- değiş mübadele
- exchange
- {i} trampa
- exchange
- döviz kuru
Yen için tam döviz kurunu bilmek istiyorum.
- I'd like to know the exact exchange rate for yen.
Bugün döviz kuru nedir?
- What is the exchange rate today?
- exchange
- {i} değiştirme
Bağlantıları değiştirmek ister misin?
- Would you like to exchange links?
Bu kitabı başka bir tanesiyle değiştirmek istiyorum.
- I'd like to exchange this book for another one.
- exchange
- sarraf
- exchange
- bill of exchange poliç
- exchange
- {f} değiştirmek
Eğer mümkünse, bunu daha büyük bir bedenle değiştirmek istiyorum.
- If it's possible, I'd like to exchange this for a larger size.
Bunu daha küçük boyutuyla değiştirmek istiyorum.
- I want to exchange this for a smaller size.
- exchange
- {f} karşılıklı alıp vermek
- exchange
- (noun) değişim
- exchange
- {i} karşılıklı olarak yapma
- exchange
- {i} telefon santralı
- exchange
- borsacı
- exchange
- {i} bozma
- exchange
- {f} çevirmek
- exchange
- değişim oranı
Onlar bir bankaya gitselerdi daha iyi bir değişim oranı alırlardı.
- They would have gotten a better exchange rate if they had gone to a bank.
- exchange
- değiş tokuş,v.değiştir: n.değiştirme
- exchange
- {i} borsa
New York Amerika'da borsanın merkezidir.
- New York is the center of the stock exchange in America.
Koministler gerçekten büyük bir kumarhane olan borsaya inanmazlar.
- Communists don't believe in the stock exchange, which is really a big casino.
- exchange
- (Askeri) YOL VERME MERKEZİ, SANTRAL
- exchange
- {f} bozmak
- exchange
- {i} karşılıklı alıp verme
- exchange
- yerini alma
- exchange
- {f} değiş tokuş etmek, trampa etmek, değiştirmek
- exchange
- exchange value mübadele kıymeti
- exchange
- {f} karşılıklı olarak yapmak
- exchange
- Değişmek
- exchange
- değiştirme değiştokuş, santral
- exchange
- merkez
New York Amerika'da borsanın merkezidir.
- New York is the center of the stock exchange in America.
- exchange
- (Tıp) Değişme, değiştirme, bir şeyi diğer ibr şeyle değiştirme
- exchange
- değiştiri
- heat exchanger
- (Askeri) ISI DEĞİŞTİRİCİ (HV.): Yakıt dolaşımı ile soğutmada olduğu gibi, bir maddedeki ısıyı başka bir maddeye nakletmeye mahsus cihaz
- heat exchanger
- (Nükleer Bilimler) ısı değiştiricisi
- rotary heat exchanger
- döner ısı eşanjörü