Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

excessively earnest, eager, or ardent

listen to the pronunciation of excessively earnest, eager, or ardent
الإنجليزية - التركية

تعريف excessively earnest, eager, or ardent في الإنجليزية التركية القاموس.

fierce
{s} şiddetli

Onun susuzluğu şiddetli. - His thirst is fierce.

Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu. - The battle quickly became fierce and bloody.

fierce
acımasız

Tom acımasız bir rakip. - Tom is a fierce competitor.

fierce
çok büyük
fierce
vahşi

Vahşi bir köpek kıza saldırdı. - A fierce dog attacked the girl.

Barbarlar kızgın vahşi bir hayvanın görünüşünden korkuyorlar. - Savages fear the appearance of a fierce wild beast.

fierce
çok fazla
fierce
kızgın

Barbarlar kızgın vahşi bir hayvanın görünüşünden korkuyorlar. - Savages fear the appearance of a fierce wild beast.

Tom bana kızgın bir görüntü verdi. - Tom gave me a fierce look.

fierce
argo çok berbat
fierce
şiddetli/azgın
fierce
{s} azgın

Bir muhabir, onun azgın bir bulldog köpeğine benzediğini söyledi. - One reporter said he looked like a fierce bulldog.

fierce
{s} kötü
fierce
sertlik
fierce
{s} azılı
fierce
{s} berbat
fierce
{s} sert

Yarışmanın oldukça sert olduğunu duydum. - I hear the competition is pretty fierce.

Şu şirketle sert bir yarış halindeyiz. - We are in a fierce competition with that company.

fierce
{s} ateşli

Yazar, Amerikan dış politikasının ateşli bir eleştirmenidir. - The author is a fierce critic of American foreign policy.

fierce
sert bir şekilde
fierce
vahşet
الإنجليزية - الإنجليزية
fierce
excessively earnest, eager, or ardent
المفضلات