Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

excess; luxury

listen to the pronunciation of excess; luxury
الإنجليزية - التركية

تعريف excess; luxury في الإنجليزية التركية القاموس.

outrage
nefret
outrage
nefretini uyandırmak
outrage
büyük hakaret
outrage
{i} hakaret

Böyle bir hakarete katlanamayız. - We can't tolerate such an outrage.

Kesinti sözü bir hakarettir. - The word outage is an outrage.

outrage
kanuna karşı hareket etmek
outrage
{f} kötü davran
outrage
zulüm
outrage
büyük öfke
outrage
{i} rezalet
outrage
{f} zedelemek (onur vb.)
outrage
{i} tecâvüz
outrage
nefret uyandırıcı hareket
outrage
{f} çiğnemek
outrage
{i} zorbalık

O adamın yaptığı şey bir zorbalık. - What that man's done is an outrage.

outrage
fena surette bozmak
outrage
(isim) zorbalık, yasadışı hareket, tecâvüz, hakaret, rezalet
outrage
incit/öfkelendir
outrage
(fiil) tecâvüz etmek, çiğnemek, zorlamak, hakaret etmek, zedelemek (onur vb.), kırmak, kötü davranmak
outrage
{f} tecâvüz etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
outrage