Tom utangaç ve çekingen bir genç adamdır.
- Tom is a shy and reserved young man.
Bill oldukça çekingendir.
- Bill is quite reserved.
Tüm koltuklar ayırtılmış.
- All the seats are reserved.
Otel odamı üç hafta önceden ayırttım.
- I reserved my hotel room three weeks in advance.
Telefon edip bir masa ayırtmalıydık.
- We ought to have phoned ahead and reserved a table.
Bill oldukça içine kapanıktır.
- Bill is quite reserved.
Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır.
- The privilege is reserved exclusively for women.
Bu tablo ayrılmıştır.
- This table is reserved.
Tom oldukça ağzı sıkı, değil mi?
- Tom is quite reserved, isn't he?
Tom ağzı sıkı, değil mi?
- Tom is reserved, isn't he?