Seni muayene etmek zorundayım.
- I have to examine you.
Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler.
- Dentists take x-rays to examine your teeth.
Doktor midemi incelemek için X-ışınları kullandı.
- The doctor used X-rays to examine my stomach.
Dikkatsiz olduğu için, o, bir sınavı asla geçemedi.
- Careless as she was, she could never pass an examination.
Bay White sınavda kopye çektiği için çocuğu cezalandırdı.
- Mr White punished the boy for cheating on the examination.
Siz de muayene için hazırlanabilirsiniz.
- You may as well prepare for your examination.
Ben yılda bir kez fizik muayene olurum.
- I get a physical examination once a year.
Test incelemesi çok kısıtlayıcı bir uygulamadır.
- Test examining is a very restrictive practice.
İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.
- We have to appoint new members of the examining board.
Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.
- The teacher is busy looking over the examination papers.
Dan saçın mikroskobik incelemesini yaptı.
- Dan performed a microscopic examination of the hair.
Müfettişler incelenmek için bir bardak ve bir çift çorap gönderdi.
- The investigators sent a glass and a pair of socks to be examined.
Başvuru sahibi müfettişi olumlu olarak etkilemişti.
- The applicant impressed the examiner favorably.
Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler.
- Dentists take x-rays to examine your teeth.
Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
- We dissected a frog to examine its internal organs.
İlgili belgelerin yığınını incelerken gerçeği öğrendiler.
- They found out truth while examining a pile of relevant documents.
Test incelemesi çok kısıtlayıcı bir uygulamadır.
- Test examining is a very restrictive practice.
Clyde Tombaugh gökyüzünün% 65'ini fotoğrafladı ve gece gökyüzünün fotoğraflarını inceleyerek binlerce saat harcadı.
- Clyde Tombaugh photographed 65% of the sky and spent thousands of hours examining photographs of the night sky.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll do my best to pass the examination.
Sınavı geçmek için çok çalıştı.
- He studied hard in order to pass the examination.
With fresh material, taxonomic conclusions are leavened by recognition that the material examined reflects the site it occupied; a herbarium packet gives one only a small fraction of the data desirable for sound conclusions. Herbarium material does not, indeed, allow one to extrapolate safely: what you see is what you get.
He examined the crime scene for clues.
The doctor examined the patient.
The witness was examined under oath.