The spy burned the papers.
- Casus evrakları yaktı.
I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood.
- Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.
Tom is looking through the documents.
- Tom evraklara bir göz atıyor.
I put the documents you requested on your desk.
- İstediğin evrakları masana koydum.
Hand in your papers at once.
- Evraklarını derhal teslim et.
Tom did a good job proofreading my paper.
- Tom benim evrakımı düzelterek iyi bir iş yaptı.
The treaty is now a dead letter.
- Antlaşma artık ölü bir evrak.
My briefcase is full of papers.
- Evrak çantam kağıtlarla doludur.
His briefcase was filled with water.
- Onun evrak çantası suyla doluydu.