Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
- We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live.
Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir.
- Knowing is nothing, imagination is everything.
Ne olabileceği bilinmez.
- There is no knowing what may happen.
Yarın ne olacağı bilinmez.
- There is no knowing what will happen tomorrow.
Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.
- Tom and Mary nod at each other knowingly.
Ne yaptığını bile bile geceleri nasıl uyuyorsun?
- How do you sleep at night knowing what you've done?
Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.
- Tom accused Mary of not knowing how to love or how to accept someone's love.
Mary'nin ne zaman varacağını Tom'un bilmesi imkansızdı.
- Tom had no way of knowing when Mary would arrive.