Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Ara sıra ondan haber alıyorum.
- I hear from him every now and then.
Arada bir dışarıda yeriz.
- Every now and then, we eat out.
Arada bir üzgün hissederim.
- I feel sad every now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
Arada sırada birlikte alışverişe gittiler.
- Every now and then they went shopping together.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.
O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- He still comes to see me now and then.
Call your mother now and then and let her know you care.
... ELON MUSK: No, every now and then, it's percolating away. ...