Onun yokluğu her türlü söylentiye yol açtı.
- His absence gave birth to all sorts of rumors.
Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
- All sorts of rumors rose about her past.
Tom her çeşit şeyi oldukça iyi yapabilir.
- Tom can do all sorts of things quite well.
Tom bana her çeşit soru sordu.
- Tom asked me all sorts of questions.