Seni ebediyen hatırlayacağım.
- I'll remember you forever.
Ebediyen yaşamak istiyorum.
- I want to live forever.
İnsanlar sonsuza kadar yaşayamazlar.
- People can't live forever.
Tom Mary'den onunla sonsuza kadar kalmasını istedi.
- Tom wanted Mary to stay with him forever.
Onu daima tanıyormuşum gibi hissediyorum.
- I feel like I've known her forever.
İyi bir kitap arkadaşların en iyisidir, bugün ve daima aynı.
- A good book is the best of friends, the same today and forever.
Hep bugünün gelmesini bekledim.
- I've waited forever for this day to come.
O zamandan beri, gözlerindeki sonsuz gecede amaçsızca dolaştım.
- Ever since, I've wandered aimlessly in the everlasting night of your eyes.
Sonsuz korku, sonsuz barış.
- Everlasting fear, everlasting peace.
Bitmek bilmeyen yakınmalarından bıktım.
- I'm tired of your everlasting grumbles.
O sır sonsuza dek saklanamaz.
- That secret can't be kept forever.
O, sonsuza dek Afrika'yı terk etti.
- He left Africa forever.