evenhanded

listen to the pronunciation of evenhanded
الإنجليزية - التركية
yansız
tarafsız
tarafsiz
fair
{i} panayır
fair
{s} adil

Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım - I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument.

Davadaki hakim adil değildi. - The judge in the case was not fair.

fair
{i} festival
fair
{i} lunapark (gezici)
fair
pak
fair
{s} güzel, açık ve güneşli (hava)
fair
pazar
fair
şöyle böyle
fair
{s} makul

Bunu için makul bir fiyat ödedik. - We paid a fair price for it.

Adil ve makul olmadığından dolayı önerinizi kabul edemem. - I can't agree to your proposal on the ground that it is not fair and reasonable.

fair
saf
fair
{f} doğrulukla
fair
net
fair
{s} iyi

Tom oldukça iyi bir golfçüdür. - Tom is a fairly decent golfer.

Tom dün girdiği sınavda oldukça iyi yaptı. - Tom did fairly well on the test he took yesterday.

fair
eşit

Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm. - I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.

fair
güz

Gökyüzü güzel hava vaadediyor. - The sky promises fair weather.

Yaşam adil değil ama hala güzel. - Life isn't fair, but it's still good.

fair
{s} çok

Öğretmen, sınavlarımızda not verirken çok adildi. - The teacher was very fair when she marked our exams.

Yaklaşık üç yıl süren yoğun çalışmadan sonra Tom Fransızcada çok akıcı oldu. - Tom became fairly fluent in French after about three years of intense study.

fair
{s} beyaz tenli
fair
harfi harfine
fair
{s} adaletli, adil
الإنجليزية - الإنجليزية
evenhanded
المفضلات