evcillik

listen to the pronunciation of evcillik
التركية - الإنجليزية
tameness
The state or quality of being tame
The result or product of being tame
{n} a tame quality, meanness
The quality or state of being tame
{i} quality of being tame, domestication
the quality of being vapid and unsophisticated
the attribute of having been domesticated
the state of being tame
evcil
domestic

The horse is a domestic animal. - At evcil bir hayvandır.

During my sabbatical, I composed a fugue and domesticated a robin. - Benim dini gün sırasında bir füg besteledim ve bir narbülbülü evcilleştirdim.

evcil
pet

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

The American government has always regarded England as America's house pet. - ABD hükümeti İngiltereye her zaman Amerika'nın evcil hayvanı olarak bakmıştır.

evcil
{s} tame

A wolf cannot be tamed. - Bir kurt evcilleştirilemez.

You cannot tame a wolf. - Bir kurtu evcilleştiremezsin.

evcil
{s} domesticated

Cats were domesticated by the Egyptians. - Kediler, Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiştir.

During my sabbatical, I composed a fugue and domesticated a robin. - Benim dini gün sırasında bir füg besteledim ve bir narbülbülü evcilleştirdim.

evcil
domestıcated
evcil
domestic, tame
evcil
domestic, domesticated, tame
evcil
housebroken
evcil
household
التركية - التركية
Evcil olma durumu
EVCiL
Eve ve insana alışmış, kendisinden yararlanabilen (hayvan), ehlî, yabani karşıtı: "Ham ağaçları evcile çeviririm, aşı yapmayı bilirim, budamayı bilirim."- N. Araz
EVCiL
Yerli
Evcil
EHLi
Evcil
domestik
evcil
Yerli, yerel
evcil
Eve ve insana alışmış, kendisinden yararlanabilen (hayvan), ehlî, yabanî karşıtı
evcillik
المفضلات