Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
- Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.
Durum değişken görünüyor.
- The situation sounds volatile.
Sami, Leyla'yı hayli oynak bir kişi olarak tanımladı.
- Sami described Layla as a someone who was highly volatile.
Şu anki jeopolitik durum çok oynaktır.
- The current geopolitical situation is very volatile.