Spain is the host country for the Olympics in 1992.
- Olimpiyatların ev sahibi ülkesi 1992'de İspanya'dır.
After a hearty dinner, Willie thanked the host.
- Doyurucu bir akşam yemeğinden sonra, Willie ev sahibine teşekkür etti.
George? said the housewife. Who's George?
- George? dedi ev hanımı. George kim?
The worried housewife heard the telephone ring and quickly picked up the receiver.
- Endişeli ev hanımı telefonun zilini duydu ve hemen ahizeyi kaldırdı.
They say the landlord used to be well off.
- Dediklerine göre ev sahibinin zamanında hali vakti yerindeymiş.
Why did my sixty-year-old landlord buy a trampoline?
- Altmış yaşındaki ev sahibim niye bir trambolin aldı?
I've got some chores to do.
- Yapacak bazı ev işlerim var.
I'm done with my chores.
- Ev işlerini bitirdim.
The Johnsons are very sociable people, who enjoy hosting parties often.
- Johnsonlar çok sosyal insanlardır, onlar partilere sık sık ev sahipliği yapmaktan hoşlanırlar.
Tom is the host of a home improvement show.
- Tom bir ev geliştirme gösterisinin ev sahipliği yapmaktadır.
I am doing my homework.
- Ev ödevimi yapıyorum.
The math homework proved to be easier than I had expected.
- Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
My home phone number is, area code two-oh-one, one-two-three, four-five-six-seven.
- Ev telefonumun numarası, alan kodu iki sıfır bir, bir iki üç dört beş altı yedi.
Dan's home phone was tapped by police.
- Dan'ın ev telefonuna polis tarafından kaçak hat çekildi.
Dan's home phone was tapped by police.
- Dan'ın ev telefonuna polis tarafından kaçak hat çekildi.
What's your home phone number?
- Senin ev telefonu numaran nedir?
Both boys and girls should take home economics.
- Hem erkekler hem de kızlar ev ekonomisi almalılar.
Fifty-eight percent of the French are homeowners.
- Fransızların yüzde seksen beşi ev sahibidir.
The angry homeowner wanted his house repainted.
- Kızgın ev sahibi evini yeniden boyatmak istedi.
1 am a hauswife.
The homes on the coast are very expensive.
- Kıyıdaki evler çok pahalı.
They were free to return to their homes.
- Evlerine dönmek için özgürdüler.
That architect builds very modern houses.
- O mimar çok modern evler inşa ediyor.
The houses and cars looked tiny from the sky.
- Evler ve arabalar gökyüzünden küçücük görünüyorlardı.
I'm excited for my housemate's birthday party tomorrow.
- Ev arkadaşımın doğum günü partisi yarın olduğu için heyecanlıyım.
I need someone to help me with housework.
- Ev işinde bana yardım edecek birine ihtiyacım var.
The time women spend doing housework is now a lot less than it used to be.
- Kadınların ev işi yaparak harcadığı zaman şimdi eskisinden çok daha azdır.
After all, you had homework to prepare.
- Ayrıca hazırlayacak ev ödevin vardı.
Chris got a very good grade on that difficult homework assignment.
- Chris o zor ev ödevinden çok iyi bir not aldı.
Tom doesn't know what the homework assignment is.
- Tom ev ödevinin ne olduğunu bilmiyor.