He thanked the host for the very enjoyable party.
- O, çok eğlenceli parti için ev sahibine teşekkür etti.
After a hearty dinner, Willie thanked the host.
- Doyurucu bir akşam yemeğinden sonra, Willie ev sahibine teşekkür etti.
George? said the housewife. Who's George?
- George? dedi ev hanımı. George kim?
This is a great time-saving gadget for the housewife.
- Bu, ev hanımı için büyük bir zaman tasarruf aygıtı.
Tom was happy that his landlord lowered the rent.
- Tom onun ev sahibi kirayı düşürdüğü için mutlu oldu.
The landlord says he wants to raise the rent.
- Ev sahibi kirayı yükseltmek istediğini söylüyor.
I've got some chores to do.
- Yapacak bazı ev işlerim var.
I'd love to be able to spend less time doing household chores.
- Ev işleri yaparak daha az zaman harcayabilmeyi isterim.
Tom is the host of a home improvement show.
- Tom bir ev geliştirme gösterisinin ev sahipliği yapmaktadır.
The Johnsons are very sociable people, who enjoy hosting parties often.
- Johnsonlar çok sosyal insanlardır, onlar partilere sık sık ev sahipliği yapmaktan hoşlanırlar.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
- Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
The math homework proved to be easier than I had expected.
- Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
What's your home phone number?
- Senin ev telefonu numaran nedir?
Dan's home phone was tapped by police.
- Dan'ın ev telefonuna polis tarafından kaçak hat çekildi.
My home phone number is, area code two-oh-one, one-two-three, four-five-six-seven.
- Ev telefonumun numarası, alan kodu iki sıfır bir, bir iki üç dört beş altı yedi.
Dan's home phone was tapped by police.
- Dan'ın ev telefonuna polis tarafından kaçak hat çekildi.
Both boys and girls should take home economics.
- Hem erkekler hem de kızlar ev ekonomisi almalılar.
The angry homeowner wanted his house repainted.
- Kızgın ev sahibi evini yeniden boyatmak istedi.
Fifty-eight percent of the French are homeowners.
- Fransızların yüzde seksen beşi ev sahibidir.
1 am a hauswife.
They were free to return to their homes.
- Evlerine dönmek için özgürdüler.
The homes on the coast are very expensive.
- Kıyıdaki evler çok pahalı.
She doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Wooden houses catch fire easily.
- Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
I'm excited for my housemate's birthday party tomorrow.
- Ev arkadaşımın doğum günü partisi yarın olduğu için heyecanlıyım.
I postponed doing my housework for a few hours.
- Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
Tom wishes he didn't have to help with the housework.
- Keşke Tom ev işine yardım etmek zorunda olmasa.
After all, you had homework to prepare.
- Ayrıca hazırlayacak ev ödevin vardı.
Chris got a very good grade on that difficult homework assignment.
- Chris o zor ev ödevinden çok iyi bir not aldı.
Tom asked Mary to help John with his homework assignment.
- Tom, Mary'nin ev ödevinde John'a yardım etmesini rica etti.