etrafta

listen to the pronunciation of etrafta
التركية - الإنجليزية
around

A crowd gathered around. - Etrafta bir kalabalık toplandı.

You shouldn't say that kind of thing when children are around. - Çocuklar etraftayken o tür şey söylememelisin.

round
etraf
{i} environment
etraf
entourage
etraf
vicinity
etraf
enviroment
etraf
(Tıp) extremity
etraf
environ
etraf
quarter
etraf
purlieus
etraf
{i} environs
etraf
{i} ambit
etraf
neigbourhood
etraf
circle

The moon circles the earth. - Ay, Dünya'nın etrafında döner.

We sat around the fire in a circle. - Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.

etraf
surroundings
etraf
associates, friends
etraf
vicinage
etraf
surroundings, environment; sides
etraf
sides; surroundings, area around or near
etraf
adjacencies
etraf
surround

I saw them surrounding him. - Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.

An old man sat surrounded by his grandchildren. - Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu.

التركية - التركية

تعريف etrafta في التركية التركية القاموس.

ETRAF
(Osmanlı Dönemi) (Taraf. C.) Taraflar, yanlar, canibler, yönler, uçlar, kıyılar
etraf
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit
etraf
Çevre
etraf
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit: "Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte."- S. Ayverdi
etraf
Yanlar, taraflar: "Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler."- P. Safa. Çevre: "Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı."- A. Gündüz
etraf
Yanlar, taraflar
etrafta
المفضلات