We've walked all around the lake.
- Biz gölün etrafında yürüdük.
Don't run around in the room.
- Odanın etrafında koşma.
It takes the Sun about 230 million years to make one complete orbit around the Milky Way.
- Güneşin Samanyolu etrafında tam bir tur atması yaklaşık 230 milyon yıl alır.
We danced about the fire.
- Biz ateş etrafında dans ettik.
The moon goes round the earth once a month.
- Ay ayda bir kez dünyanın etrafında döner.
The next morning the White Duck wandered round the pond, looking for her little ones; she called and she searched, but could find no trace of them.
- Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.
We sat around the fire in a circle.
- Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.
Tom circled the block looking for a place to park.
- Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu.
The English language surrounds us like a sea.
- İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
An old man sat surrounded by his grandchildren.
- Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu.