etkilenmeme

listen to the pronunciation of etkilenmeme
التركية - الإنجليزية
immunity
impregnability
etkile
affect

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

Most living creatures in the sea are affected by pollution. - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

The exhibition was very impressive. - Sergi çok etkileyiciydi.

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

Most living creatures in the sea are affected by pollution. - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt. - O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.

That was probably what influenced their decision. - Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

etkilenmemek
(neg. form of etkilenmek ) not to be irresponsive to
etkilenmemek
be irresponsive to
etkilenmeme
المفضلات