etkilenmek

listen to the pronunciation of etkilenmek
التركية - الإنجليزية
be impressed

Tom couldn't help but be impressed. - Tom etkilenmekten kendini alamadı.

be affected
(Konuşma Dili) go for
affected
come up with
be affected by
to be affected
be taken with
impose
to be affected, be influenced
grip
be touched
respond
be thrilled
etkilenme
response
etkile
affect

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

etkilenme
contagion
etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

I was impressed by the general knowledge of Japanese students. - Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

Smoking has affected his health. - Sigara içmek onun sağlığını etkiledi.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.

That was probably what influenced their decision. - Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

etkilenme
being affected, being influenced
çok etkilenmek
commune with oneself
التركية - التركية
Etkiye uğramak, müteessir olmak: "Bu büyük adamın olağanüstü tevazusu karşısında haklı olarak etkilenmişti."- H. Taner
Etkiye uğramak, müteessir olmak
elektriklenmek
müteessir olmak
Etkilenme
sarsılma
etkilenme
Etkilenmek işi
etkilenmek
المفضلات