etiquette (always plural in this sense)

listen to the pronunciation of etiquette (always plural in this sense)
الإنجليزية - التركية

تعريف etiquette (always plural in this sense) في الإنجليزية التركية القاموس.

manners
{i} terbiye

İnsanları parmakla göstermek terbiyesizlik. - It's bad manners to point at people.

O, çocuklarını nasıl terbiye ediyor? - How does he teach his kids manners?

manners
örf
manners
adap
manners
adabımuaşeret

Ebeveynlerin sana adabımuaşeret öğretmedi mi? - Didn't your parents teach you manners?

manners
töre

Tom'un güzel töreleri var. - Tom has good manners.

Affedersiniz, benim törelerim nerede? - Excuse me, where are my manners?

manners
görgü

Masa görgüsünü onlara kim öğretti? - Who taught them table manners?

Onun görgü yokluğu yüzünden dehşete düştüm. - I was appalled by her lack of good manners.

manners
tavırlar/biçimler/görgü
manners
{i} edep

Fakat onun edepsizliği var. - But he has bad manners.

manners
{i} hareket tarzı
الإنجليزية - الإنجليزية
manners