estimation; opinion of merit or value; hence, valuation; reckoning; price

listen to the pronunciation of estimation; opinion of merit or value; hence, valuation; reckoning; price
الإنجليزية - التركية

تعريف estimation; opinion of merit or value; hence, valuation; reckoning; price في الإنجليزية التركية القاموس.

esteem
itibar

Tom Mary'yi yüksek itibarda tutuyor. - Tom holds Mary in high esteem.

Onlar, hayırseverleri olarak onu yüksek itibarda tuttu. - They held her in high esteem as their benefactor.

esteem
{i} saygı

O güvensiz ve düşük benlik saygısı var. - She's insecure and has low self esteem.

Sami'nin ailesi Kahire'de çok saygındı. - Sami's family was much esteemed in Cairo.

esteem
{f} itibar et
esteem
gözüyle bakmak
esteem
ihtiram
esteem
takdir etmek
esteem
saygı göstermek
esteem
{f} kanısında olmak
esteem
saymak
esteem
kıymet
esteem
itibar etmek
esteem
kıymet vermek
esteem
{i} rağbet
esteem
hürmet
esteem
zan
esteem
inan/say
esteem
(isim) saygınlık, saygı, itibar, sanı, kanı, rağbet
esteem
(fiil) değer vermek, saygı duymak, takdir etmek, addetmek, kanısında olmak, inanmak
الإنجليزية - الإنجليزية
esteem
estimation; opinion of merit or value; hence, valuation; reckoning; price

    الواصلة

    estimation; o·pin·ion of mer·it or value; hence, valuation; reckoning; price

    النطق

المفضلات