Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.
- Laughter is essential in a good relationship.
Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Sağlık mutluluk için gereklidir.
- Health is essential to happiness.
Bana kalan parayı sadece temel şeyler için harcamalıyım.
- I must spend the money remaining to me only for essential things.
Tom temel olarak haklıydı.
- Tom was essentially right.
Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.
- Hard work is an essential element of success.
Bir telgraf gönderdiğinde, kısalığı önemli çünkü her kelime için ücretlendirileceksin.
- When you send a telegram, brevity is essential because you will be charged for every word.
Dünyada bir birey için en elzem şey kendisini anlamasıdır.
- The most essential thing in the world to any individual is to understand himself.
Su yaşam için elzemdir.
- Water is essential to life.
Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.
- A free press is essential for democracy.
Pyongyang ve Washington arasında bir tür uzlaşmaya varılması zorunludur.
- It is essential that some kind of compromise be reached between Pyongyang and Washington.
Bunu yapmamız zorunlu.
- It's essential that we do that.
Güneş hayat için olmazsa olmazdır.
- The sun is essential to life.