essential; required; necessary

listen to the pronunciation of essential; required; necessary
الإنجليزية - التركية

تعريف essential; required; necessary في الإنجليزية التركية القاموس.

needed
iktiza etmek
needed
ihtiyaç duyulan

Yapılmasına ihtiyaç duyulan her şeyi yaptım. - I've done everything that needed to be done.

İhtiyaç duyulan şey daha fazla zaman. - What is needed is more time.

needed
{f} ihtiyaç duy

O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu. - She needed fuckin' words of love.

Kalıp yardımcı olmak istiyorum ama bana başka bir yerde ihtiyaç duyuluyor. - I'd like to stay and help, but I'm needed elsewhere.

needed
gereken

Tom Mary'ye bilmesi gereken her şeyi söyledi. - Tom told Mary everything she needed to know.

Gerekenden daha fazla su var. - There is more water than is needed.

needed
(sıfat) lazım
needed
{s} lazım
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} needed
essential; required; necessary
المفضلات