Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.
- Laughter is essential in a good relationship.
Neyi ve ne kadar çok yediğimizin farkında olma iyi sağlık için gereklidir.
- Being aware of what and how much we eat is essential to good health.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Benim görüşümün temel noktasını önceki sayfalarda ifade ettim.
- The essential points of my argument have been expressed in the preceding pages.
Eğitim, yaşamın en temel yönlerinden biridir.
- Education is one of the most essential aspects of life.
Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.
- A free press is essential for democracy.
Her çocuğun aynı eğitim fırsatlarına sahip olması zorunludur.
- It is essential that every child have the same educational opportunities.
Pyongyang ve Washington arasında bir tür uzlaşmaya varılması zorunludur.
- It is essential that some kind of compromise be reached between Pyongyang and Washington.
Bilimsel bilginin dağıtımı önemlidir.
- The dissemination of scientific knowledge is essential.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
Güneş hayat için olmazsa olmazdır.
- The sun is essential to life.
Dünyada bir birey için en elzem şey kendisini anlamasıdır.
- The most essential thing in the world to any individual is to understand himself.
Su yaşam için elzemdir.
- Water is essential to life.
Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
Aslında o hikaye doğrudur.
- Essentially that story is correct.
Buna bir saray diyen küstahtır. Aslında bu büyük bir ev.
- It's presumptuous to call this a palace. Essentially, it's a big house.
Don’t mind him being grumpy. That’s the essential Fred.
Our classical music professor recommended some Beethoven and Bach recordings as essential listening.
... essential to the health of our bodies. ...
... dealing with that problem is absolutely essential. ...