erzakçı

listen to the pronunciation of erzakçı
التركية - الإنجليزية
victualler [Brit.]
victualer
{i} victualler
erzak
provisions

They took enough provisions for three years at sea. - Denizde geçirecekleri üç yıl için yeteri kadar erzak aldılar.

erzak
cheer
erzak
(Ticaret) store
erzak
supplies

Why don't you go and buy some supplies? - Neden gidip bazı erzaklar almıyorsun?

We need to get some medical supplies. - Biraz tıbbi erzaklar almalıyız.

erzak
{i} keep
erzak
victuals
erzak
provision, storable food
erzak
victual
erzak
provisions, supplies
erzak
supply
erzak
rations

Dan accused Linda of stealing rations. - Dan Linda'yı erzak çalmakla suçladı.

erzak
stores
erzak
vittles
erzak
cache
erzak
larder
التركية - التركية

تعريف erzakçı في التركية التركية القاموس.

ERZAK
(Osmanlı Dönemi) (Rızık. C) Rızıklar. Azıklar. Yiyecek içecek maddeler. İhtiyaçlar. Maddi, mânevi muhtaç olduğumuz şeyler
erzak
Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı
erzak
(Osmanlı Dönemi) rızıklar, azıklar yiyecek, içecek maddeler
erzak
Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı: "Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir."- Ö. Seyfettin
erzakçı
المفضلات