O, elbette İngilizce konuşabilir.
- She can naturally speak English.
Bir yabancı dili öğrenmek için en önemli kitap, doğal olarak, bir sözlüktür.
- The most important book to learn a foreign language is, naturally, a dictionary.
Onun saçı doğal olarak kıvırcık.
- Her hair is naturally curly.
Nefes alışı kadar doğal şekilde yalan söyler.
- He lies as naturally as he breathes.
Beklendiği gibi ilk sırayı kazandı.
- As expected, he won first place.
Durum benim kontrolümden çıktı. Hiçbir şey beklendiği gibi gitmiyor.
- The situation has gotten out of my control. Nothing is going as expected.
O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.
- He has a naturally good memory.
As expected, the price of imported goods rose.
- Erwartungsgemäß sind die Preise für Importwaren gestiegen.