Tom patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.
- Tom looked like a volcano about to erupt.
Mary patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.
- Mary looked like a volcano about to erupt.
Yiyecek yokluğundan dolayı şehrin her yerinde şiddet patlak verdi.
- Violence erupted all over the city because of the food shortages.
Volkanik patlama köyü tehdit etti.
- The volcanic eruption threatened the village.
Volkan düzenli aralıklarla püskürür.
- The volcano erupts at regular intervals.
Etna dağı püskürdü, Sicilya'ya volkanik kaya yağdırıyor.
- Mount Etna has erupted, showering Sicily in volcanic rock.
İçimden kusmak geliyor.
- I feel like vomiting.
Hasta hissediyorsan kusmak zorunda mısın?
- If you feel sick, you have to vomit?
Tom kusmayı durduramıyor.
- Tom can't stop vomiting.
İçimden kusmak geliyor.
- I feel like vomiting.
İnsanlar patlamalarda ağır kayıplara maruz kaldılar.
- People suffered heavy losses in the eruptions.
Aman tanrım, volkan patlaması devasaydı.
- OMG, the volcanic eruption was HUGE!
Püskürme azalıyor gibi görünüyor.
- The eruption seems to be waning.
Son püskürmede 50'den fazla kişi öldü. Volkanik kayalar bazı kurbanların başına çarptı.
- More than 50 people died from the recent eruption. Volcanic rocks struck some victims in the head.
Olgun papaya kusmuk gibi kokuyor.
- Ripe papaya smells like vomit.
Bob salyangoz yedi,sonra kustu.
- Bob ate the snail, then vomited.
Hasta hissediyorsan kusmak zorunda mısın?
- If you feel sick, you have to vomit?
the crowd erupted in anger.
the volcano erupted, spewing lava across a wide area.
there was an eruption of joy at the final whistle.