The decision will merely have been delayed for a few more weeks.
- Karar birkaç hafta daha ertelenmiş olacak.
Perhaps the train has been delayed.
- Tren belki ertelenmiştir.
Tom was given a six-month suspended sentence.
- Tom'a altı ay ertelenmiş hapis cezası verildi.
The football game was postponed on account of bad weather.
- Futbol oyunu kötü hava yüzünden ertelenmişti.
The athletic meet was postponed due to rain.
- Atletik karşılaşma yağmur dolayısıyla ertelenmişti.
The game may have been put off till next week.
- Oyun önümüzdeki haftaya kadar ertelenmiş olabilir.
Mary hit the snooze button.
- Meryem alarm erteleme düğmesine hiddetle bastı.
I hit the snooze button and went back to sleep.
- Erteleme düğmesine bastım ve tekrar yatmaya gittim.
He decided to postpone his departure.
- Gidişini ertelemeye karar verdi.
I don't know why the meeting was postponed.
- Toplantının neden ertelendiğini bilmiyorum.
The meeting was adjourned until the next week.
- Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
We are adjourned until 2:30.
- 2.30'a kadar ertelendik.
The meeting will be postponed till the 20th of this month.
- Toplantı, bu ayın 20'sine ertelenecek.
We postponed our picnic pending a change in the weather.
- Havada beklenen değişikliklikten pikniğimizi erteledik.