Perhaps the train has been delayed.
- Tren belki ertelenmiştir.
The delivery of the goods was delayed due to the storm.
- Malların teslimi fırtına nedeniyle ertelenmişti.
Tom was given a six-month suspended sentence.
- Tom'a altı ay ertelenmiş hapis cezası verildi.
The football game was postponed on account of bad weather.
- Futbol oyunu kötü hava yüzünden ertelenmişti.
The athletic meet was postponed due to rain.
- Atletik karşılaşma yağmur dolayısıyla ertelenmişti.
The game may have been put off till next week.
- Oyun önümüzdeki haftaya kadar ertelenmiş olabilir.
Mary hit the snooze button.
- Meryem alarm erteleme düğmesine hiddetle bastı.
I hit the snooze button and went back to sleep.
- Erteleme düğmesine bastım ve tekrar yatmaya gittim.
He decided to postpone his departure.
- Gidişini ertelemeye karar verdi.
I postponed doing my housework for a few hours.
- Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
We are adjourned until 2:30.
- 2.30'a kadar ertelendik.
The court is adjourned until 3:00 p.m. on March 1st.
- Mahkeme, 1 Mart günü öğleden sonra saat 3'e kadar ertelendi.
I postponed doing my housework for a few hours.
- Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
The meeting will be postponed till the 20th of this month.
- Toplantı, bu ayın 20'sine ertelenecek.