ersoffen

listen to the pronunciation of ersoffen
الإنجليزية - التركية

تعريف ersoffen في الإنجليزية التركية القاموس.

drowned
boğulmuş

Neredeyse boğulmuş olan adam nefes almaya başladı. - The man who nearly drowned began to breathe.

Gözyaşlarına boğulmuş mutsuz bir kadın, hikayesini anlattı. - The unhappy woman, drowned in tears, told her story.

drowned
boğulmak

Çocuk boğulmak üzereydi. - The child came near being drowned.

Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu. - It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.

flooded
su basmış

Birkaç yolu su basmış. - Several roads are flooded.

flooded
suyla kaplı
flooded
{f} taş

Pazar yabancı mallarla dolup taşıyordu. - The market was flooded with foreign goods.

Irmaklar yoğun yağış yüzünden taştı. - The rivers were flooded by the heavy rain.

drowned
{f} boğul

Çocuk boğulmak üzereydi. - The child came near being drowned.

Yardımın olmasaydı boğulurdum. - If it had not been for your help, I should have drowned.

flooded
Sulu

Flooded battery.

flooded
taşmış
drowned
boğulmuş,v.boğul: adj.boğulmuş
ألمانية - الإنجليزية
drowned
become submerged
flooded