equivalent; equal to; usually with of

listen to the pronunciation of equivalent; equal to; usually with of
الإنجليزية - التركية

تعريف equivalent; equal to; usually with of في الإنجليزية التركية القاموس.

instead
-eceğine
instead
karşılık olarak
instead
z. of -in yerine, -ecek yerde, -eceğine: He came here instead. Oraya gideceğine buraya geldi./Başkasının yerine kendisi buraya geldi
instead
(zarf) yerine
instead
Oraya gideceğine buraya geldi
instead
Başkasının yerine kendisi buraya geldi
instead
instead of yerine
instead
He came here instead
instead
bunun yerine

Bunun yerine okyanusa bakan bir oda istiyorum. - I'd like a room facing the ocean instead.

Bunun yerine sana başka sorununda yardım edeyim. - Let me help you with your other problem instead.

instead
-ecek yerde
instead
onun yerine

Benim canım çalışmak istemiyor. Onun yerine bir sinemaya gitmeye ne dersin? - I don't feel like working. How about going to a movie instead?

Tom Boston'a transfer edilecekti fakat onun yerine onu kovmaya karar verdiler. - Tom was going to be transferred to Boston, but they decided to fire him instead.

instead
ivazına
instead
yerine

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor. - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.

Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar. - In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.

الإنجليزية - الإنجليزية
instead
equivalent; equal to; usually with of
المفضلات