envelopment

listen to the pronunciation of envelopment
الإنجليزية - التركية
çevreleme
(Askeri) kuşatma hareketi
kuşatma
sarma
gizleme
çevirme
{i} örtme
(Askeri) KUŞATMA, KUŞATMA HAREKETİ: Bir taarruz manevrası. Burada asıl taarruz, düşman kuvvetlerin başlangıçtaki tertibatının yan veya gerisine ve cephe hatlarının gerisindeki bir hedefe tevcih edilir. Böyle bir manevra, kaide olarak, düşman cephesine yöneltilmiş bir tali taarruzla birlikte yapılır. Ayrıca bakınız: "close envelopment", "wide envelopment", "single envelopment", "double envelopment" ve "turning envelopment"
envelop
{f} kuşatmak
envelop
sarmalamak
envelop
zarf

Zarfın üstüne yanlış adres yazdım. - I wrote the wrong address on the envelope.

Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var. - I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.

envelop
kapatmak
envelop
kaplamak
envelop
sar
envelop
sarmak
envelop
örtmek
close envelopment
(Askeri) YAKIN KUŞATMA: Düşman savunma tertibatının yanına veya gerisine ve düşman cephe hattının gerisindeki bir hedefe yöneltilen kuşatma. Bu çeşit kuşatmada, kuşatma kuvveti, düşmanın etkili cephe ateşinden kaçınacak şekilde manevra yapar ve, normal olarak, dost destek ateşinin menzili içinde kalır. Bu kuşatmalar tek veya iki taraflı olur. Ayrıca bakınız: "single envelopment" ve "wide envelopment"
double envelopment
(Askeri) Çift taraflı kuşatma
double envelopment
(Askeri) İKİ TARAFLI KUŞATMA: Başlıca üç taktik grupla yapılan bir kuşatma manevrası şekli. Tali bir taarruz kuvveti cepheden taarruz eder, iki kuşatma taarruz kuvveti, düşman cephe yanlarına veya gerisindeki hedeflere taarruz etmek üzere, düşman mevziinin yanlarından dolaşır. Bak. "envelopment", "closed envelopment" ve "single envelopment"
envelop
kuşatma
envelop
envelopmentsarma
envelop
örtme
envelop
(Askeri) KUŞATMAK: Düşmanın bir yanına veya her iki yanına birden taarruz etmek. Bu kuşatma, genel olarak, düşman cephesine taarruz etmek suretiyle de yapılır
single envelopment
(Askeri) TEK TARAFLI KUŞATMA: Başlangıçtaki düşman tertibatının bir yanına, bir yanını dolaşarak gerisine yapılan manevra. Bak. "double envelopment"
vertical envelopment
(Askeri) DÜŞEY KUŞATMA: Düşmanın havadan kuşatılması; paraşütle atılan veya havadan indirilen birliklerin, bir düşman kuvvetini kuşatmak veya gerisiyle irtibatını kesmek amacıyla bir kuvvetin gerisine veya kanatlarına saldırdığı taktik manevra
wide envelopment
(Askeri) GENİŞ KUŞATMA: Düşman savunma tertibatının yanına veya gerisine ve düşman cephe hattının gerisindeki bir hedefe yöneltilmiş kuşatma hareketi. Bu tip kuşatma kuvveti, düşman savunma tertibatından kaçınmak maksadıyla düşmanın yanının açıklarından dolaşır ve tespit kuvvetinin karşılıklı yardım ateşlerinden faydalanacak kadar uzakta hareket edebilir. Ayrıca bakınız: "close envelopment"
wide envelopment
(Askeri) geniş kuşatma
الإنجليزية - الإنجليزية
The act of enveloping
An action to seize the opponent's blade in one line and lead it (without losing contact) through a full circle to end in the same line
An offensive action in which an attacking force moves over or around the enemy and attacks from the rear; see also pincer movement
An action to seize the opponents blade in one line and lead it (without losing contact) through a full circle to end in the same line
The act of enveloping or wrapping; an inclosing or covering on all sides
an offensive maneuver in which the main attacking force passes around or over the enemy's principal defensive positions to secure objectives in the enemy's rear
A prise du fer that transports the opponent's blade in a complete circle, returning to the original line
{i} wrapping, covering, enclosing
the act of enclosing something inside something else
The taking of the foible of the opposing blade that is already deflected, making a complete circle with both blades in contact throughout It is done in the same line and may be followed by a direct, indirect or compound attack Used as a preparation
What fencing does to people who just want to "try it once"
That which envelops or surrounds; an envelop
An engagement that sweeps the opponent's blade through a full circle
an attack which contacts and carries the opponent's blade in a complete circle and lands in the line of its original engagement
envelop
To surround or enclose

b) sporophyte with foot reduced, the entire sporophyte enveloped by the calyptra, which is ± stipitate at the base.

envelop
{v} to wrap, fold, cover, surround, hide
envelop
{f} enwrap, enfold, encase, enclose
envelop
A curve or surface which is tangent to each member of a system of curves or surfaces, the form and position of the members of the system being allowed to vary according to some continuous law
envelop
enclose or enfold completely with or as if with a covering; "Fog enveloped the house
envelop
It is sometimes raised in the ditch and sometimes beyond it
envelop
enclose or enfold completely with or as if with a covering; "Fog enveloped the house"
envelop
To put a covering about; to wrap up or in; to inclose within a case, wrapper, integument or the like; to surround entirely; as, to envelop goods or a letter; the fog envelops a ship
envelop
the cover or wrapper of a document, as of a letter
envelop
Thus, any curve is the envelope of its tangents
envelop
A work of earth, in the form of a single parapet or of a small rampart
envelop
If one thing envelops another, it covers or surrounds it completely. That lovely, rich fragrant smell of the forest enveloped us an enveloping sense of well-being. to cover or wrap something or someone up completely envelop in (envoloper, from voloper )
envelop
The nebulous covering of the head or nucleus of a comet; called also coma
envelop
That which envelops, wraps up, encases, or surrounds; a wrapper; an inclosing cover; esp
envelopment

    الواصلة

    en·ve·lop·ment

    النطق

    علم أصول الكلمات

    [ in-'ve-l&p, en- ] (transitive verb.) 14th century. Middle English envolupen, from Middle French envoluper, enveloper, from Old French envoloper, from en- + voloper to wrap.
المفضلات