Bütünüyle abartmıyorum.
- I'm totally not exaggerating.
Bana karşı bütünüyle dürüst müydün?
- Have you been totally honest with me?
Tom tamamen heder olmuş.
- Tom was totally wasted.
Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.
- The boy is totally dependent on his parents.
The car was totally destroyed in the crash.