Tom, okuldan sonra matematik zenginleştirme derslerine katılır.
- Tom attends maths enrichment classes after school.
Biz insanların hayatlarını zenginleştirmek istiyoruz.
- We want to enrich people's lives.
Herkes ne pahasına olursa olsun kendilerini zenginleştirmek istiyor, ne pahasına olursa olsun.
- Everyone wants to enrich themselves, at any cost, no matter what the cost.
O, teniste büyük bir ilerleme kaydetti.
- He has made a big improvement in tennis.
İlerleme için yer var.
- There's room for improvement.
Gelişim önerileri hoş karşılanır.
- Suggestions for improvements are welcomed.
Herkes ne pahasına olursa olsun kendilerini zenginleştirmek istiyor, ne pahasına olursa olsun.
- Everyone wants to enrich themselves, at any cost, no matter what the cost.
Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler.
- The Anglo-Saxons enriched the language by borrowing words from other languages.
Amerikan-İngiliz ilişkileri gelişme gösterdi.
- American-British relations showed improvement.
Türkçe konuşma ve dinlememin gelişmesi gerek.
- My speaking and listening in Turkish needs improvement.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
- We have made numerous improvements to our house since we bought it.
Montaj bandında yaptığımız iyileştirmeler sonunda fiyatları düşürebilir.
- The improvements we've made on the assembly line could eventually lower prices.
Hobbies enrich lives.