Who will ultimately decide?
- Eninde sonunda kim karar verecek?
The obstacles to our progress have been removed at last.
- İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.
Tom finally talked Mary into buying a new computer.
- Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.
Tom and Mary were finally alone.
- Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.
At last, he realized his error.
- En sonunda hatasını anladı.
The snow-flakes seemed larger and larger, at last they looked like great white fowls.
- Kar taneleri, en sonunda büyük beyaz kuşlara benzeyene kadar büyüdü de büyüdü.
The police eventually arrested Tom.
- Polis en sonunda Tom'u yakaladı.
Fadil eventually converted to Islam.
- Fadıl en sonunda İslam'a geçti.