تعريف engineers في الإنجليزية التركية القاموس.
- mühendisler
Tom en iyi mühendislerimizden biri.
- Tom is one of our top engineers.
Seyirciler arasında öğretmenler, avukatlar, mühendisler ve benzerleri vardı.
- Among the audience, there were teachers, lawyers, engineers, and so on.
- (Askeri) İSTİHKAMCILAR: İstihkam komutanları, çarkçılar, mühendisler,, uçak makinistleri. Ayrıca bakınız: "engineer"
- engineer
- mühendis
Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
Genç mühendisin deneyimi yoktu.
- The young engineer lacked experience.
- engineers corps
- istihkâm sınıfı
- engineer
- düzenlemek
- civil engineers
- (İnşaat) inşaat mühendisleri
- engineer
- mühendisi
Tom makine mühendisi olmak için öğrenim görüyor.
- Tom is studying to be a mechanical engineer.
Tom bir elektrik mühendisidir.
- Tom is an electrical engineer.
- engineer
- şantiye temsilcisi
- engineer
- makinistlik
- society engineers
- toplum mühendisleri
- engineer
- (kötü bir şeye) planla neden olmak
- engineer
- çarkçı
- engineer
- mühendisin
- Army Corps of Engineers; common operating environment; concept of employment
- (Askeri) Kara Kuvvetleri İstihkam Birlikleri; ortak işletim ortamı; İstihdam konsepti
- Institute of Electrical and Electronics Engineers
- (Askeri) Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü
- United States Army Corps of Engineers
- (Askeri) Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri İstihkam Birliği
- combat engineers
- (Askeri) harp istihkam kıtaları
- combat engineers
- (Askeri) SAVAŞ İSTİHKAM KITALARI: İstihkam sınıfına mensup ve, normal inşaat ve onarım işlerinden ayrı olarak, fiilen muharebe hizmeti için de teşkilatlandırılmış, eğitilmiş ve teçhiz edilmiş istihkam kıtaları COMBAT ENGINEER VEHICLE, FULL-TRACKED 165 MM. GUN: MUHAREBE İSTİHKAM ARACI; TAM PALETLİ 165 MM. TOP: Diğer muharebe unsurlarına istihkam desteği sağlayan bir zırhlı, tırtıl paletli araç. Araç vinç, dozer bıçağı ve 165 mm. 'lik tahrip topu ile teçhiz edilmiştir. Aynı zamanda bir 7.62 makineli tüfek ve bir de 50 kalibrelik makinalı tüfeği vardır
- corps of engineers
- (Askeri) İSTİHKAM SINIFI, İSTİHKAM TEŞKİLATI: Ordunun inşaat ve istihkam işlerini idare eden sınıf
- engineer
- {i} makinist
- engineer
- idare etmek
- engineer
- civil engineer insaat mühendisi
- engineer
- {f} mühendisliğini yapmak
- engineer
- {f} yapmak
Tom mühendislik dalında mastır yapmak için çalışıyor.
- Tom is working toward a master's degree in engineering.
- engineer
- chief engineer baş muhendis
- engineer
- electrical engineer elektrik mühendisi
- engineer
- {i} den. çarkçı
- engineer
- yönetmek
- engineer
- mühendis sıfatıyla inşa etmek
- engineer
- {i} teknisyen
- engineer
- {i} tekniker
- engineer
- (Mukavele) mühendis; kontrol
- engineer
- çarkçı başı
- engineer
- mechanical engineer makina mü
- engineer
- (Askeri) I. İSTİHKAM, İSTİHKAMCI: Bir istihkam sınıfı mensubu; inşaat, tahrip, ölçme, yol ve köprü inşaatı ve kamuflaj gibi istihkam görevlerini yerine getiren asker
- engineer
- {f} mühendislik yapmak
- engineer
- {f} planlayıp düzenlemek
- engineer
- {i} d.y. makinist
- engineer
- {i} makine mühendisi
Tom makine mühendisi olmak için öğrenim görüyor.
- Tom is studying to be a mechanical engineer.
Sen bir makine mühendisisin ve ben bir yazılım geliştiricisiyim
- You are a mechanical engineer and I am a software developer.