Bob, Mary ile bir yılı aşkın bir süredir nişanlıdır.
- Bob has been engaged to Mary for over a year.
Tom Mary'nin küçük kız kardeşi ile nişanlıdır.
- Tom is engaged to Mary's younger sister.
O, mektupları yazmakla meşguldü.
- She is engaged in writing letters.
Yarın sabah meşgul müsün?
- Are you engaged for tomorrow?
Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.
- Tom bought an engagement ring for Mary with money he inherited from his grandfather.
Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
- The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
Dedikodu ile meşgul olcak zamanım yok
- I have no time to engage in gossip.
Ben başıboş tahminle meşgul olmam.
- I don't engage in idle speculation.
Tom'un anne-babası onun nişanı ile ilgili onu tebrik ettiler.
- Tom's parents congratulated him on his engagement.
Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
- The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
Tom Mary ile meşgul oldu.
- Tom was engaged to Mary.
They were engaged last month! They're planning to have the wedding next year.
Thou that doest liue in later times, must wage / Thy workes for wealth, and life for gold engage.
Whenever I engage the clutch, the car stalls out.
... someone who is desperate is more likely to engage in long-term rewarding ...
... better human understanding rather than for ever driving down costs to engage ...