Acıya dayanmanın birçok çeşit yolu var.
- There are various ways of enduring the pain.
Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.
- To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.
Hayatta birçok zorluklara katlanmak zorundasın.
- You have to endure a lot of hardships in life.
O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi?
- Can she endure a long trip?
Mülteciler çölde 18 saatlik yürüyüşe dayandılar.
- The refugees endured the 18-hour walk across the desert.
Keith Richards' popularity endured for decades.
The music was enduringly beautiful.