İtfaiyeciler her zaman hayatlarını tehlikeye atarlar.
- Firefighters always endanger their lives.
Sami, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.
- Sami endangered Layla's life.
O hayvanat bahçesinde bir kar leoparı olduğuna hâlâ inanamıyorum. Onların tehlike altındaki bir tür olduğunu düşünüyordum.
- I still can't believe they had a snow leopard in that zoo. I thought they were an endangered species.
Bu bitki kritik tehlike altında.
- This plant is critically endangered.
If you endanger other people's life and liberty in your pursuit of happiness, I shall have to confiscate your arms, boys.