Benim yeni arabam her zaman herhangi bir yere gitmeme olanak sağlamaktadır.
- My new car enables me to go anywhere, anytime.
Yeni metro 20 dakika içinde okula gitmemi sağlamaktadır.
- The new subway enables me to get to school in 20 minutes.
Sıkıcı bir konser sırasında, kahve benim uyanık kalmamı sağladı.
- The coffee enabled me to stay awake during the dull concert.
Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.
- I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections.
Who hath enabled me.
His parents enabled him to continue buying drugs.
... We also have a number of Android@Home-enabled devices available for you to play with in ...
... Knowledge Graph enabled Google to move beyond keywords and ...