He is the eldest in his class.
- O sınıfında en yaşlıdır.
The eldest of the three boys is Tom.
- Üç çocuktan en yaşlısı Tom'dur.
Tom is so old that even the oldest in the village first knew him as an old man.
- Tom öylesine yaşlıydı ki köydeki en yaşlı bile önceleri onu yaşlı bir adam olarak biliyordu.
Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko.
- Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.