en eski

listen to the pronunciation of en eski
التركية - الإنجليزية
primeval
primordial
earliest

My earliest thoughts were about phonetics. - En eski düşüncelerim fonetik hakkındaydı.

This book says the earliest man-made bridges date back to the New Stone Age. - Bu kitap en eski insan yapısı köprülerin Yeni Taş Çağına kadar uzandığını söylüyor.

oldest

Tom is one of my oldest friends. - Tom benim en eski arkadaşlarımdan biri.

This is Boston's oldest restaurant. - Bu, Boston'un en eski restoranıdır.

en eski
المفضلات