His motorcycle is the latest model.
- Onun motosikleti en son model.
His latest novel is well worth reading.
- Onun en son romanı okumaya değer.
At last, he realized his error.
- En sonunda hatasını anladı.
The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
- Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
This dictionary isn't the most recent version.
- Bu sözlük en son sürüm değil.
What's his most recent novel?
- Onun en son romanı nedir?
She knows a lot about the latest fashions.
- O, en son modalar hakkında çok şey biliyor.
I just bought the latest version of this MP3 player.
- Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.
This is the very last thing I can do for you.
- Bu senin için yapabileceğim en son şeydir.
I finally found my way out of the confusing maze.
- En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim.
Tom and Mary were finally alone.
- Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.