en azından

listen to the pronunciation of en azından
التركية - الإنجليزية
at least

Tom has been to this park with Mary at least a dozen times. - Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.

At least being sick gives you the perfect excuse to stay home and watch movies. - Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.

leastways
fully
no fewer than
at least, fully
to say the least
en az
at least

She wrote to her parents at least once a week. - O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.

We must sleep at least seven hours a day. - Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.

en az
least

This pencil cost me at least a hundred bucks. - Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.

Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least. - Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.

en az
at the least
en az
min

Tom calls Mary every night and talks with her for at least 45 minutes. - Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.

The job will take a minimum of ten days. - İş en az on gün alır.

en az
(Bilgisayar) more than
en az
fewest
en az
(Bilgisayar) min length
en az
merest
en az
(deyim) rock bottom
en az
a good

The post office is a good five kilometers away from here. - Postane buradan en az beş kilometre uzakta.

Movers don't like people who read books. But at least they have a good reason. - Nakliyeciler kitap okuyan insanlardan hoşlanmazlar. Ama en azından iyi bir nedenleri var.

en az
leastways
en az
minimal
en az
fully
en az
at a mere
en az
at least to
en az
for at least
en az
minimum

Tom only does the bare minimum. - Tom sadece en azını yapar.

The job will take a minimum of ten days. - Bu iş en az on gün sürecek.

en az
a) minimal, least b) at least, fully
التركية - التركية

تعريف en azından في التركية التركية القاموس.

En az
edna
En az
ekal
En az
(Hukuk) LAAKAL
en azından
المفضلات