en az

listen to the pronunciation of en az
التركية - الإنجليزية
at least

She wrote to her parents at least once a week. - O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.

Brush your teeth twice a day at least. - Dişlerini günde en az iki kez fırçala.

least

Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least. - Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.

This pencil cost me at least a hundred bucks. - Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.

at the least
min

The job will take a minimum of ten days. - İş en az on gün alır.

Tom always makes a point of arriving at least five minutes ahead of time. - Tom her zaman en az beş dakika önce varmayı kendine vazife edinir.

(Bilgisayar) more than
fewest
(Bilgisayar) min length
merest
(deyim) rock bottom
a good

Movers don't like people who read books. But at least they have a good reason. - Nakliyeciler kitap okuyan insanlardan hoşlanmazlar. Ama en azından iyi bir nedenleri var.

The post office is a good five kilometers away from here. - Postane buradan en az beş kilometre uzakta.

leastways
minimal
fully
at a mere
at least to
for at least
minimum

The job will take a minimum of ten days. - Bu iş en az on gün sürecek.

Tom only does the bare minimum. - Tom sadece en azını yapar.

a) minimal, least b) at least, fully
enaz
marginal
enaz
infimum
التركية - التركية
edna
ekal
(Hukuk) LAAKAL
en az
المفضلات