Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.
- If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either.
Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
- Is there anyone else wanting to eat?
Yemek için fazla yiyecekleri yoktu.
- They did not have much food to eat.
Hangi yiyecekleri, eğer varsa, yemekten kaçınırsınız?
- What foods, if any, do you avoid eating?
Canım çok yemek yemek istemiyor.
- I don't feel much like eating.
Tom'un canı çok yemek yemek istemiyordu.
- Tom didn't feel much like eating.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
- Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Tom yemek yemek için makul fiyatları olan yer arıyordu.
- Tom was looking for place to eat that had reasonable prices.