emotionally sensitive

listen to the pronunciation of emotionally sensitive
الإنجليزية - التركية

تعريف emotionally sensitive في الإنجليزية التركية القاموس.

feeling
duygu

Biz onun duygularını incitmekten korktuk. - We were afraid that we might hurt his feelings.

Ben onun duygularını incitmiş olabilirim. - I may have hurt his feelings.

feeling
{i} acıma
feeling
{i} hissetme

Tom'un iyi hissetmediğini derhal söyleyebilirim. - I could tell right away that Tom wasn't feeling well.

Kendini iyi hissetmediği için yatakta kaldı. - He stayed in bed because he wasn't feeling well.

feeling
{s} canlı
feeling
{f} hisset

Ben çok iyi hissetmiyorum. - I'm not feeling too well.

Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı. - Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.

feeling
{i} dokunma hissi
feeling
(Felsefe) duygusallık
feeling
hissederek

Evin sarsılmasını hissederek dışarıya koştum. - Feeling the house shake, I ran outside.

Bu sabah kendimi çok hasta hissederek uyandım. - I awoke this morning feeling very ill.

feeling
{i} dokunma
feeling
{i} algı
feeling
hassasiyet
feeling
dokunum
feeling
sanı

Sanırım Tom'un duygularını incitmemek için çok dikkatli olmamız gerekiyor. - I think we need to be very careful not to hurt Tom's feelings.

Hüzünlenmeyi seviyorum. Çoğu insanın üzücü duygudan kaçmaya çalıştığını biliyorum. Fakat sanırım bu yanlış. - I like to feel sad. I know that most people try to avoid any kind of sad feeling. But I think that is wrong.

feeling
kanaat
feeling
zan
feeling
bilinç
feeling
farkında olma
feeling
(Tıp) Hissetme, duyma
feeling
{i} his, duygu
feeling
(sıfat) duygusal, hassas, duyarlı, duygulu, canlı
الإنجليزية - الإنجليزية
feeling
emotionally sensitive

    الواصلة

    e·mo·tion·al·ly sen·si·tive

    التركية النطق

    îmōşnıli sensıtîv

    النطق

    /əˈmōsʜnəlē ˈsensətəv/ /ɪˈmoʊʃnəliː ˈsɛnsətɪv/
المفضلات