emin değilim

listen to the pronunciation of emin değilim
التركية - الإنجليزية
I'm not sure

I'm not sure if George will take to this idea. - George'un bu fikirden hoşlanıp hoşlanmayacağından emin değilim.

Tom might have visited Mary in Boston last week. I'm not sure. - Tom geçen hafta Boston'da Mary'yi ziyaret etmiş olabilir. Emin değilim.

emin değil
unsure

Tom was unsure what Mary would be like and he wondered whether she would get along with his friends. - Tom Mary'nin nasıl biri olacağından emin değildi ve onun arkadaşlarıyla geçinip geçinmeyeceğini merak etti.

We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like living in the same house as us. - Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.

emin değilim
المفضلات