My mother had no choice but to part with her diamond ring.
- Annemin elmas yüzüğünü satmaktan başka seçeneği yoktu.
Tom should eventually have enough money to buy Mary a diamond ring.
- Tom'un sonuçta Mary'ye elmas bir yüzük alması için yeterli parası olmalıydı.
Her eyes sparkled like diamonds.
- Onun gözleri elmas gibi parladı.
The stars sparkle like diamonds.
- Yıldızlar elmas gibi parıldıyor.