She gave the boy a sieve in which to carry water from the well.
- Oğlana kuyudan su taşımak için bir elek verdi.
Tom was sad when his country's team was eliminated from the tournament.
- Tom ülkesinin takımı turnuvadan elendiği zaman üzgündü.
Tom was eliminated in the second round of the contest.
- Tom yarışmanın ikinci turunda elendi.
Tom tackled the problem right away.
- Tom derhal sorunu ele aldı.